Gidalarin helal ve haram olma keyfiyetleri ile insan hayatindaki yeri konusunda bazi sahabe,
mutasavvuf ve alimlerin görüslerini de asagida belirtmeyi faydali gördük.
Derler ki : Bir gün birisi Hz. Ebu Bekir (r.a)’ e süt getirir verir. O da elinden alir ve içer. Adem, Hz. Ebu Bekir (r.a)’ e : “Bundan evvel size getirdiklerim hakkinda sorusturma yapar ondan sonra alirdiniz. Bunun için bir sey sormadan alip gittiniz.” Deyince Hz. Ebu Bekir (r.a)
-O halde bu sütün hikayesi nedir anlat.
Adem : “Toplulugun birine bir efsun okudum, karsiliginda bu sütü verdiler” deyince, Hz. Ebu Bekir
(r.a) içtigi sütü hemen kustu ve “Ya Rabbi, benim gücüm ancak bu kadara yetti, damarlarimdaki kana da sen kâfisin” diye buyurdu.
Ibn-i Abbas(ra) der ki : “Karninda haram lokma bulunan kimsenin namazi kabul olunmaz. Helal gidalardan fazlaca yemek âbidler için afet, müstehitler için iskencedir. Onun sindirilmesinde zahmet çekerler. Lüzumundan fazla yemek, insana on türlü zarar verir.”
Hz. Ömer’in oglu Abdullah (r.a) der ki:
“Kisinin mürüvveti yemegini helâlden temin edip dostlarina ikram ve ihsanidir.”
Imam-i Azam (k.s) buyuruyor :
“Mideye giren lokmanin helal veya haram oldugunu bilmedikçe, ibadet ne kadar çok olursa olsun hükmü yoktur.”
Seyh Abdulhâlik-i Gücdevani (k.s) Hazretleri :
“Helal ye, mecbur kalmadikça süpheli yemekten sakin.”
Mevlâna Halid-i Bagdadi (k.s)
Hazretleri :
“Bilad-i küfürden gelen yiyecek , giyecek ve içilecek seylerden son derece dikkatli ve ihtiyatli olup onlara tenezzül etmeyiniz, kullanmayiniz.”
Büyük Âlim Gazali Hazretleri de Bu Konuda bakiniz Neler söylüyor :
Haram ve süpheli yemek, seriata göre kabihtir, temiz degildir. Temiz olmayan seyle ibadet te sahih ve makbul
degildir. Nitekim Cenab-i Hak, cünüb olanlari mescide girmekten, abdestsiz olanlari namaz kilmak ve Kur’an-i Kerim’i tutmaktan
men ediyor. Halbuki cünüblük, helaliyle cimadan hasil olmustur. Abdestsizlik de hadesten olmustur. Bu sebepten ikisi de mübah oldugu halde birincisi mescide girmekten, ikincisi namaza yanasmak ve Kur’an-a yapismaktan men ediyor. Haram ve süpheli seyleri yemekten vücudu tamamiyle kirlenmis olan kisi ise Cenab-i Hakkin hizmetine nasil layik olabilir ve o yüksek huzura çikip
nasil taat ve ibadette bulunabilir. Nitekim Yahya bin Muazz El Razi der ki : Ibadet, Cenab-i hakkin hazinesinde gömülü, degerli
bir kilitle kilitli bir mücevherdir. Bu hazinenin anahtari duadir. Disleri helal lokmadir. Disleri olmayan bir anahtar nasil
kapiyi açamiyorsa hazinenin içindeki mücevhere ermek (ibadetin sevabina) hazineyi açmak için de helal lokma anahtari
lazimdir.
Haram, murdar ve pis bir seydir ki insani hayirdan mahrum eder. Onunla yapilan ibadetin sevabi olmaz. Böyle bir ibadetin kisiyi yormaktan baska bir seye yaramaz. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v) buyuruyor :
“Gecelerini namaz kilmakla geçiren nice kisiler var ki uykusuz kalmaktan baska bir sey kazanmazlar. Oruç tutan nice kisiler var ki aç ve susuz kalmaktan baska bir faydalari olmamistir.”
Ma’ruf Kerhî der ki : “Oruçlu oldugun zaman kimin yemegiyle ve kimin yaninda iftar ettigine dikkatle bak. Nice kisiler var ki yedikleri bir lokma onlarin kalplerini bozar ibadetlerine mani olur. Nice lokmalar var ki gece namazlarini engeller, kildirtmaz. Nice kötü bakislar var ki, sahibini Kur’an okumaktan alikoyar.”
Abdulkadir Geylâni (k.s) konusuyor:
“Dört saat vardir ki kalbin salâhi bunlarla kaimdir. Birincisi, yiyip-içtigine dikkat etmektir. Haram ve gayrimesru kazançlarla beslenmemek, haram lokmaya midede yer vermemektir.
Helal lokma meselesi gayet mühimdir.
Mümin yedigi-içtigi seyler bahsinde söyle bir durur. Onlarin helal olup olmadiklarina, helalinden ve alin
teri ile kazanilip kazanilmadiklarina, kitaba ve sünnete uyup uymadiklarina dikkatle bakar. O bilir ki Allah (c.c)’ a
yakinligin yolu birinci derecede helal lokmadan geçer.
Helal olan riziklarin da azi ile yetinmek iyidir. Sen su helal riziklardan faydalanmayi da kis, azalt.
Eger helal olan riziklardan da çok çok alirsan, bu seni bütün müminlerin almakta müsterek bulundugu mubahlari da almaya
götürür. Eger mubahlari da alirsan, bu seni süphelileri de almaya götürür. Yani gün gelir, süphelileri de almaya bir beis görmezsin. Süpheliler ise seni harama götürür. Haram da cehenneme götürür.
Zahid, helal seylerde zühd sahibi olandir. Haram seylere gelince, bunlarda zühd sahibi olmak, yani haramlardan kesinlikle sakinmak ise farzdir, mecburidir.
Birisi söyle der:
“Nefsini aliskanliklardan menet. Allah(cc)’ in kitabina uymadikça kendiliginden bir lokma dahi
yeme. Yiyip içtiklerin helal seyler olsun. Allah (cc)’ in seriatinin helal kildigi seyler olsun.
Allah (cc)’ in seriatina uygun düsmeyen bir seyi ilaç olarak dahi alma.”
Zünnûn el-Misrî’ yi o zamanki sultan bir sebepten dolayi hapsetmis. Hapishanede bulunanlara verilen yemegi mübarek yememis, sultan tarafindan diye. Fakat kendisinin bir ahiret kardesligi varmis. O da mübarek zâta yemek göndermis, onu da yememis.
Hapisten çikinca ahiret kardesi, gönderdigi yemegi niçin yemedigini sormus. O da, hapishanedeki zulüm
kaplariyla geldigi için yemedim, demis.
Mehmed Zahid Kotku Hocaefendi (rh.a)’ de bu konuda su sözleri nasihat olarak birakmis.
Yenecek yemegin helal olmasi sarttir. Bunu ilmihal kitaplarindan iyice ögrenmelidir. Namaz nasil farz ise, iman nasil farz ise yemegin helalden olmasi da öylece farzdir. Alis-veris usulleri fikih kitaplarimizda pek güzelce izah edilmistir. Bunlari ögrenmek her Müslümanin boynuna borçtur. Bugün insanlar çesitli yabanci dilleri ögrenmeye çalisirlar da dini bilgilere hiç ehemmiyet vermezler. Rüsvetlerin faizlerin haram oldugunu bilmeyen de yoktur. Sonra içki satmak, kumar oynamak veya oynatmak sûretiyle yapilan kazançlar, hele rüsvet ve yalan dolan ile elde edilen kazançlarin artik ne kadar dogru olacagini senin düsüncene havale ederiz.
Yiyecek veya içecek seyin bilinmesi ve ona yabanci haram bir madde karismamis olmasi ve ulemânin onu caiz
görmesi lazimdir.
Birkaç yil önce bir trafik kazasinda kaybettigimiz muhterem Esad Cosan Hoca Efendinin “Gül Çocuk”’ da
yayinlanmis yazisinda bakin bizleri nasil uyariyor?
Geçen gün misafirlikte bize çikolata ikram ettiler, aldik ama bir de ne görelim: içi likörlü, yani içkili imis! Ne kadar üzüldük. Bunu imal edenler hiç utanmiyorlar mi? Biz onlardan helal gida diye çikolata aldik, meger onlar içine haram katmislar. Halki böylece farkina varmadiklari sekilde harama bulastirmak insafa sigar mi? Çok teessüf ederiz.
Belki de bazi gayrimüslim, din düsmanlari bu isi kasten yapiyor halki aldatip kenardan “oh, size harami
gizlice yedirdik ya!” diye kis kis gülmek istiyordur.
O halde sevgili çocuklar! Siz bundan sonra acele etmeden, gidalarinizi kontrol ede ede seçin, oburluk etmeyin, dikkatli davranin, sagliginizi titizlikle koruyun, saibeli mesrubati içmeyin, din ve halk düsmanlarinin oyununa gelmeyin, daima temiz, taze, tabiî ve katkisiz gidalari tercih edin!
Allah’ in selami, bereketi, rahmeti, sevgi ve rizasi daima üzerinize olsun
(Allah (cc) onlardan razi olsun)
Derleyen: H.K.Büyüközer (Yeni Dünya Dergisi Tem.2006 sayisindan)